Markanız bir pazar yeri markası değilse, kendi markanızla kendi ürün ya da hizmetinizi satıyorsanız, arama motoru optimizasyonu zihninizi tembelleştiriyor olabilir.
Anlıyorum, akan bir trafik var ve siz de o trafikten pay almaya çalışıyorsunuz. Mesela çanta almak için “çarşıya çıkan” binlerce kişiden bazısını, kendi "dükkanınıza" sokup sizin markanızı satın almalarını istiyorsunuz.
Haklısınız, yapın, payınızı da alın. Ama o payın zihninizi tembelleştirmesine izin vermeyin. Bu işin başka bir yolu daha var.
Daha zor, daha uzun ama daha doğru ve daha karlı başka bir yol...
Evden Louis Vuitton, Samsonite ya da JanSport almak için çıkanlar var. Onlar çanta aramıyorlar. Hangi markayı satın alacakları belli.
Asıl amacınız, herhangi bir aramada insanların karşısına çıkan herhangi bir ürün olmak değil, insanların aramaya değer bulduğu, özellikle aradığı bir marka olmak olmalı. Nihai amaç bu olmalı.
Googla’a "çanta" yazıldığında sizin çanta markanızın ilk sayfada çıkması, bir pazarlama başarısı değil. Bir SEO başarısı.
Bu bağlamda pazarlama başarısı, Google’ın arama çubuğuna marka isminizin yazılıp aranması olmalı.
Böyle bir aramada Google zaten, markanızı birinci sırada çıkarır. Google’ın asıl işi bu.
SEO ile gelen trafikten tatmin olmayın. O trafiğe bel bağlamayın.
Siz markanızı, ürününüzü ve hizmetinizi, marka ismiyle aranmaya değer şekilde tasarlamaya, sürekli ilgi çekmeye ve bu ilgiyi üzerinizde tutmaya bakın. Bundan daha iyi çalışan bir SEO hack'i yok, emin olun.