Markanız bir süper kahraman değil. Belediye başkanı da değil.
Yeni markalar için 2 önemli uyarı
Yeni bir marka yaratma aşamasındaysanız, şu ikisini aklınızdan çıkarmayın:
1- Markanız bir süper kahraman değil
Yani markanızın herkesin her derdine çare bulmak gibi bir yükümlülüğü yok. Dünyanın tüm problemlerini çözmeye çalışmayın. Küçük bir kitlenin tek bir problemini basitçe çözerek başlayın, yeter.
Çoğu dev marka böyle başladı.
Özellikle dijital ürün ve hizmetlerde, işin kontrolden çıkması çok daha kolay olabiliyor. Evet, QR kodu zıplatıp tersten falan okutabilirsiniz, biliyoruz. Ama okutmayın. Gerek yok.
Teknik olarak bir şeyi yapabiliyor olmanız, yapmanız gerektiği anlamına gelmiyor.
Önce markanızı dar bir alana odaklayın ve insanların, markanızın o işte uzman olduğunu düşünmelerini sağlayın.
2- Markanız devlet başkanlığına oynayan bir belediye başkanı değil
Yani herkes markanızı sevsin diye, daha yeni doğmuş markanızın varoluş sebebiyle çelişen hamleler yapmanıza gerek yok. Ürününüzün ya da hizmetinizin sivri köşelerini törpülemeye çalışmayın.
Siz bildiğinizi bildiğiniz gibi yapın, bırakın, bazıları da markanızı sevmeyiversin. Hatta bazıları nefret de edebilir. Bunda korkulacak ya da üzülecek bir şey yok.
Emin olun, birileri markanızdan nefret ediyorsa, birileri de markanıza aşık olmuş demektir. Siz markanıza aşık olanlarla ilgilenin, onları besleyin, büyütün.
Aşk ya da nefret yeni bir markaya zarar vermez. Yeni bir markanın nefesinin kesilmesine sebep olan şey, kimsenin o yeni markayı umursamamasıdır. İnsanların yeni markanızı umursamasını istiyorsanız, biraz köşeli olmakta fayda var. Markanız büyüyünce mecbur törpüleyeceksiniz zaten, acele etmeyin.