Karar vermenin maliyeti

İsrail askeri istihbaratından Apple ve Nokia'ya, karar vermenin maliyeti

Karar vermenin maliyeti
Photo by Lyle Hastie / Unsplash

1.

Bundan tam 50 sene önce, 1973’te, 6 Ekim günü sabaha karşı saat dörtte, İsrail askeri istihbarat direktörü, güvenilir kaynaklarından birinden bir telefon aldı. Kaynak, o gün öğleden sonra Mısır ve Suriye’nin İsrail’e saldıracağını söyledi.

İsrail’in askeri istihbarat teşkilatı Aman’ın başındaki Tümgeneral Eli Zeira’nın elinde, başka bilgiler de vardı.

İki gün önce 4 Ekim’de, hava keşfi yapan İsrailli bir pilot, Mısırlıların saldırı pozisyonuna geçtiğini rapor etmişti.

Aman kaynakları ayrıca, Sovyet hükümetinin Kahire ve Şam’daki Rus danışmanları aileleriyle birlikte havayoluyla Mısır ve Suriye’den çıkarıp Sovyet Rusya’ya taşıdığını bildirmişlerdi.

Tümgeneral Zeira, 6 Ekim sabaha karşı dörtte o telefonu aldığında, aklında bu bilgiler de vardı.

Ama saldırı beklenmediğine karar verdi.

Başbakana, genelkurmay başkanına ya da savunma bakanına herhangi bir uyarıda bulunmadı.

6 Ekim günü öğleden sonra, Suriye ve Mısır, eş zamanlı bir operasyonla İsrail’e saldırdı. Yom Kippur ismiyle anılan savaşta Suriye, Golan Tepeleri’nde İsrail’e ağır hasar verdi. Mısır 8 bin İsrail askerini Süveyş kanalına döktü.

Tümgeneral yanılmıştı.

Her şey gözünün önündeyken, nasıl olmuştu da öyle bir karar vermişti?

Savaş bittikten sonra, olan biteni soruşturma komisyonuna anlattı.

2.

9 Ocak 2007’de, Steve Jobs dünyayı ilk iPhone’la tanıştırdıktan birkaç saat sonra, Stuart Dredge isimli gazetecinin yanında tesadüfen çok önemli bir isim vardı.

Dredge, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı olan CES’i takip ediyordu ve yanında, Nokia’nın cep telefonu operasyonlarından sorumlu başkan yardımcısı Pekka Pohjakallio oturuyordu.

Nokia o günlerde, dünyanın cep telefonu kralı ve tartışmasız pazar lideriydi.

Gazeteci Dredge, başkan yardımcısı Pohjakallio’ya, Jobs’ın birkaç saat önce dünyaya gösterdiği iPhone’dan haberi olup olmadığını sordu.

Pohjakallio gazeteciye, tüm sabahını Apple etkinliğindeki Nokia “casuslarından” gelen SMS’leri ve e-postaları okuyarak geçirdiğini söyledi.

Gazeteci biraz daha kurcalayıp iPhone hakkında ne düşündüğünü sordu.

Başkan yardımcısı, Nokia’nın o günlerde amiral gemisi olan N serisini anlatmaya başlayarak, Apple’ın iPhone hamlesini yorumladı.

Belki de tarihe geçmesi gereken, ama kıyıda köşede unutulmuş bir yorum. Nokia’nın cep telefonlarından sorumlu başkan yardımcısı, iPhone’un dünyaya tanıtıldığı gün, şöyle diyor:

"N serisinde biz iyi bir deneyimle multimedya dünyasını tek bir cihazda kullanılabilir hale getirdik. Şimdi Apple da geldi. Bazı şeyleri farklı yapmış olsalar da temelde bizimle aynı şeyi söylüyorlar.

Bu bizim yaptığımızın da doğru olduğunu gösteriyor. Başkalarının da bunu yapması iyidir. Bu bizim için bir tehdit değil. Rekabet, en iyi performansımızı göstermemizi sağlar. Sonunda en iyi şirket kazanır."

Bu bizim için bir tehdit değil, demiş.

Başkan yardımcısı neler olacağının farkında değildi.

3.

İsrail’in birkaç gün önce, geçtiğimiz 6 Ekim’de de benzer bir istihbarat zafiyetiyle karşılaştığını dillendirenler var.

Nokia’nın başkan yardımcısını da denkleme koyduğumuzda, insan düşünüyor: Acaba bunlar kör mü?

İsrail askeri istihbaratının başındaki adam kör mü? Ya da Nokia’nın başkan yardımcısı?

Başka benzer durumlar da var.

Mesela Phoenix’ten bir FBI ajanı, 11 Eylül’den birkaç yıl önce üstlerine, Usame Bin Ladin’in, ABD sivil havacılık üniversitelerine girecek öğrenciler yollama çabasında olduğuna dair, bilgi vermiş.

11 Eylül’den bir ay önce, Ağustos 2001’de İtalyan istihbaratı, iki El Kaide militanının uçak eğitimleriyle ilgili diyaloğunu yakalayıp CIA’ye bildirmiş.

3 gazetecinin yazdığı, 11 Eylül’e giden yolu anlatan The Cell - Inside 9/11 isimli kitapta çok daha fazla ayrıntı var.

Yani CIA’nin elinde de 11 Eylül’den önce bilgi parçaları varmış.

Muhtemelen Nokia’nın elinde de vardı.

Ya da bu yıl itibariyle 27.000 kişiyi işten çıkarmak zorunda kalan Amazon?

Milyonlarca kişinin bir sonraki alışverişinde ne satın alacağını öngörebilen Amazon, tüm ekonomistler olacakları bas bas bağırırken, global ekonominin ve kendi şirketinin finansal durumundan bihaber miydi?

Bu insanlar neden olacakları öngöremedi?

Bu kadar yetkin insanlar bu kadar açık seçik işaretleri nasıl oluyor da yorumlayamıyorlar?

Yoksa gözden kaçırdığımız başka bir şey mi var?

4.

2006’da, yani 2007’deki ilk iPhone lansmanından önce, Interbrand’e göre dünyanın en değerli ilk 10 markası şunlardı:

  1. Coca-Cola
  2. Microsoft
  3. IBM
  4. GE
  5. Intel
  6. Nokia
  7. Toyota
  8. Disney
  9. McDonald’s
  10. 10.Mercedes

Altıncı sıradaki Nokia’yı gördükten sonra, Apple nerede, diye soracaksınız. 39. sıradaydı.

1970’li yıllarda da Ortadoğu’da kartlar, bugün olduğu gibi sürekli yeniden dağıtılıyordu.

İsrail’in baskına uğradığı 6 Ekim’den 2 yıl önce, 1971 sonbaharında, Mısır Devlet Başkanı, İsrail’le savaşın yaklaşmakta olduğunu açıkça ilan etmişti. Mısır ordusu seferberlik ilan etti.

73 ilkbaharında Mısır Devlet Başkanı Newsweek dergisine, yine savaş için seferber olduklarını söylemişti. Mısır’da olası bir savaş için kan bağışı kampanyaları ve karartma denemeleri yapıldı.

Saldırının gerçekleştiği 73’te, Ocak’tan Ekim’e kadar Mısır’da tam 19 kez seferberlik ilan edildi.

Ama hiçbir şey olmadı.

Ortadoğu o gün de bugün gibiydi, sürekli karışıktı ve her an her şey olabilirdi.

Gece gelen telefon, tümgenerale gelen ilk telefon da değildi. Mütemadiyen saldırı olacağına dair bilgiler geliyordu. İsrail, her tehditte veya istihbaratta seferberlik ilan etmeye kalksa, tüm ülkenin sürekli nöbette beklemesi gerekirdi.

Global ekonomi de öyle değil mi? Neredeyse on yılda bir kriz yaşanmıyor mu? Ekonomistler sürekli büyük bir krizin geldiğinden bahsetmiyor mu?

Amazon -ya da başka herhangi bir şirket- sürekli büyük bir daralma tehdidiyle plan yapabilir mi?

Ya da İsrail, sürekli tehdit altındayken, her istihbaratı aynı önemde değerlendirebilir mi?

Ya da Nokia…

Dünyanın en değerli 6. markasıyken, 39. sıradaki, daha önce hiç cep telefonu üretmemiş bir şirketten gelen tehditi doğru yorumlayabilir mi?

Belki de her şey, bugünden geçmişe bakınca çok açık görünüyordur. O günden geleceğe bakarken, her şey o kadar da net değildir.

Evet Apple, o günlerde dünyanın en değerli 39. markası Apple, enteresan bir akıllı telefon üretti. Ama bugünden o güne değil de, o günden geleceğe bakmaya çalışırsanız, şöyle düşünmeniz de gayet mümkün:

Apple o güne kadar iMac’ler ya da MacBook’lar gibi, dar bir kitleye hitap eden pahalı ürünler üretti. Bu da öyle niş bir ürün olacaktır. Asla genel kullanıcı kitlesine ulaşamaz.

Apple o günlerde bugünkü gibi değildi. Tasarımcıdan oto galericiye, herkesin Apple markalı bir ürünü yoktu. (Mesela İstanbul'da Apple mağazası yoktu.)

Nokia’nın başkan yardımcısı da hemen hemen böyle düşünmüş olsa gerek ki, iPhone’u oldukça rahat karşılamış.

İsrail’in askeri istihbarat direktörü Tümgeneral Eli Zeira’nın gelen saldırı istihbaratını olağan karşılayıp ciddiye almaması gibi.

O günden geleceğe bakınca pek sorun görünmüyordu. Her şey her zamanki gibiydi.

Ama bazılarımızın işi budur.

Evet, doğru öngörmek çok ama çok zor olsa da, eldeki veriye ve şartlara bakarak, gelecekle ilgili öngörülerde bulunmamız ve karar almamız gerekir. Askeri istihbarat işinde de, pazarlamada da, sizden bu beklenir. Çünkü maliyet çok yüksektir.

Generalin de işi buydu, başkan yardımcısının da...

Karar vermeleri gerekiyordu.

5.

73’teki Yom Kippur savaşı sonrası İsrail hükümeti bir komisyon toplamış ve istihbarat zafiyeti olup olmadığını araştırmaya başlamış.

Tabii ki Aman’ın başındaki Tümgeneral Eli Zeira’nın da ifade vermesi gerekmiş.

Generale, baskın ihtimaline dair elinde bu kadar bilgi varken, neden ciddiye almadığını ve genelkurmay başkanına haber vermediği sormuşlar. Cevabı net olmuş:

“Genelkurmay başkanları karar almak zorundadır ve kararları açık olmalıdır. Askeri istihbarat direktörü olarak benim verebileceğim en büyük destek, nesnel bir biçimde genelkurmay başkanıma, açık ve keskin bir tahmin sunmaktır. Kabul edersiniz ki, bir tahmin ne kadar açık ve keskinse, hata da o kadar açık ve keskin olacaktır. Bu da bir askeri istihbarat direktörü için, profesyonel bir tehlikedir.”

General görevinin, açık ve net analizler ve tahminler yapmak olduğunu, tahminlerde yanılmanın da işinin bir parçası olduğunu söylemiş.

Komisyon, görevini ihmal ettiğine karar vermiş.

O da istifa etmiş.

Nokia’nın cep telefonlarından sorumlu başkan yardımcısı, iPhone karşısındaki hezimetten sonra, herhangi bir komisyona ifade verdi mi, bilmiyorum. iPhone lansmanından 4 yıl sonra, 2011’de Nokia’dan ayrılmış. Başka şirketlerde kariyerine devam etmiş. Fakat adı geçen şirketlerin hiçbiri, Nokia gibi, dünyanın en değerli markaları liginde değil. Değil ilk 10, ilk 100'de bile değil.

Belki de iş dünyasındaki aktörleri net bir biçimde ikiye ayıran budur.

Birinci tip işini yaparken, general ya da başkan yardımcısı gibi, açık ve keskin hükümlerde bulunur. Çünkü görevi gereği bunu yapması gerektiğini, kendisinden bunun beklendiğini bilir.

Sonrasında da, olumlu ya da olumsuz, sonuçlarına katlanır.

İstifa etmek, işsiz kalmak, tarihe başarısız komutan olarak geçmek ya da kariyerine yeniden başlamak da, bunun bir parçası. (iPhone tutmasa, belki Jobs'ın da kariyeri değişecekti. Apple bugünkü gibi 1 değil, 39. sıradaydı.)

İkinci tip ise, hiçbir zaman açık ve keskin bir karar vermeden, fikir beyan etmeden, etliye sütlüye karışmadan, hiçbir zaman net bir hükme varmadan, akıl ticareti yaparak şirket koridorlarında yıllarca ekmek yiyebilir.

Bu iki tipten de bolca var. Mutlaka karşınıza çıkmıştır.

Ben bu iki tipten birini işe alacak olsam, birinci tipi tercih ederim.

Doğrusuyla yanlışıyla, gelişmeyi ve ilerlemeyi sağlayan onlardır.

Çünkü doğru bir karar verebilmek için, önce karar verebilmeniz gerekir.

İnsanlık tarihinde hep böyle olmuştur: Birinci grup karar verir, yapar, uygular, düşer, kalkar, yanılır, keşfeder. İkinci grup tartışır. Ve hatta suçlar.

Ateşi keşfedeni, keşfettiği ateşte yaktıklarına dair bir söylenti bile var:)


Rekabet Ötesi Salı günü👇

Rekabet ötesi
Markanızı bir üst seviyeye taşıyacak rekabet avantajı için 3 adımda stratejik konumlandırma

Nokia başkan yardımcısı, 2007:

https://www.techdigest.tv/2007/01/nokia_responds.html

General:

https://en.wikipedia.org/wiki/Eli_Zeira

2006 brands:

https://www.moodiedavittreport.com/business-weekinterbrand-announce-top-100-global-brands-for-2006-010806/

Harika! Başarıyla kaydoldunuz.

Tekrar hoş geldiniz! Başarıyla oturum açtınız.

Engin Tezcan'a başarıyla abone oldunuz.

Başarılı! Giriş yapmak için sihirli bağlantıyı e-postanızda kontrol edin.

Başarılı! Fatura bilgileriniz güncellendi.

Faturanız güncellenmedi.