Markaların potansiyel müşterileriyle olan iletişimini bir sohbet gibi düşünelim. Böyle bir sohbette pazarda önceden beri var olan markalar avantajlı, yeni markalar dezavantajlıdır. Sebebi de basit:
Bir ortamda karşılaştığımızda, tanıdığımız, en azından aşina olduğumuz kişilerle daha kolay sohbet ederiz. Ama ilk defa gördüğümüz, çok da iyi tanımadığımız ya da yeni tanıştığımız kişilerle sohbet etmek, daha zordur.
Pazarda önceden beri var olan markaların, potansiyel müşterileriyle sohbet ederken, çok eğlenceli ya da çok ilgi çekici olmaları gerekmez. Kendileriyle zaten süregelen bir hukukumuz olduğu için, bizimle havadan sudan konuşup geçebilirler. Kendilerini hatırlatmaları, unutulmamaları yeterli olur. N’aber, ne var ne yok? İyi, ne olsun, sen? Bitti gitti. İlişki sürer gider.
Yeni markaların böyle bir avantajı yoktur. Tanımadığımız biri bize durup dururken n'aber derse, şüphelenir, ters ters bakarız.
Ve üzerine bir de, pazardaki yerleşik markaların, bu kendilerini hatırlatma ve havadan sudan bahsetme sohbeti için, harcayabilecek daha fazla pazarlama bütçeleri var. Daha çok kişiyle daha sık mini sohbetler yapabiliyorlar.
Yeni markalarda o da yok.
Bu yüzden yerleşik markaların işi çok daha kolaydır. İster televizyonu açın ister dijital mecraları, yerleşik markaların reklamlarının ve tanıtımlarının bu kadar tekdüze olmasının ve kimsenin bundan şikayetçi olmamasının sebebi budur.
Onların ekstra çaba sarf etmesine gerek yoktur. Arçelik, Turkcell, Coca-Cola ve her kategoride bulunan diğer yerleşik markalar, onlar kendilerini hatırlatsalar yeter. N’aber, ne var ne yok? İyi, ne olsun, sen? İyi benden de, Arçelik demek yenilik demek, tamam mıdır? Tamamdır.
Yerleşik markalar için tutarlı bir mesajı belirli bir sıklıkta yeteri kadar kişiye göstermek yeterlidir. Ama pazara yeni giren bir markaysanız, tek amacınız bu olamaz.
Yani onlardan biri değilseniz, işler değişir.
Siz, sizinle bir şekilde karşılaşan potansiyel müşteriyle o standart havadan sudan sohbeti yapamazsınız. Sadece onu yapamazsınız. Yapmamalısınız.
O kısa sohbet anını öyle kullanmalısınız ki, sizi hızlıca tanısın, hatta daha yakından tanımak istesin ve sohbetiniz sonrasında, ne kadar ilginç biriyle tanıştığını başkalarına anlatmak istesin.
Bunun yolu, üründe hizmette reklamda tanıtımda, olağandışı olmaya çalışmak ve olağandışı olmaktan korkmamaktır. Yani cesaret.
Cesaret farklı şekillerde olabilir. 3 farklı şekli aşağıda: