Farklılaşmanın en büyük düşmanı: Büyüme aşkı📌

Büyüme aşkının markaya verdiği zarar ve bundan kaçınma yolları

Farklılaşmanın en büyük düşmanı: Büyüme aşkı📌
Photo by Markus Spiske / Unsplash

Belki moda belki de içgüdüsel, bilemiyorum. Ama çoğu girişimcinin ve bu girişimcilere akıl verenlerin üzerinde en çok durduğu konu, büyüme.

Büyüme stratejileri, geliri büyütmek, organik büyüme, yatırımla büyüme, hormonlu büyüme, uyusun da büyüsün ninni…

Haksız değiller, bir şirket için büyüme önemli. Şirket büyümezse yerinde sayıyor demektir ve yerinde sayan şirket, gidicidir.

Bir şirket için büyüme çok önemlidir. Ama bir marka için?

Tam da öyle değil.

Çünkü her şirketin büyüme potansiyeli vardır, olabilir.

Ama her markanın olmayabilir.

Hatta büyüme arzusu, markanın temeline, farklılaşma noktasına dinamit koyabilir.

Peki çözüm ne? Markaya zarar vermeden şirketi büyütmenin bir yolu yok mu? Şirket büyümesin mi, ne yapsın?

Tabii ki çözümü var. Hem şirketi büyütecek hem de markanın farklılaşma noktasına zarar vermeyecek bir yöntem var. 

Ama önce, büyüme aşkının markaya nasıl zarar verebileceğine bakalım. 

Harika! Başarıyla kaydoldunuz.

Tekrar hoş geldiniz! Başarıyla oturum açtınız.

Engin Tezcan'a başarıyla abone oldunuz.

Başarılı! Giriş yapmak için sihirli bağlantıyı e-postanızda kontrol edin.

Başarılı! Fatura bilgileriniz güncellendi.

Faturanız güncellenmedi.