2000’li yılların başında, Starbucks’ın kurucusu Howard Schultz’un artık şirkette olmadığı yıllarda, Starbucks markanın hedefini yeniden tanımlamak için bir çalışma yaptı.
Bir yönetim gurusunun liderliğinde, Starbucks’ın üst düzey yöneticileri markanın özünü ve hedefini belirlemek için bir araya geldiler. Finalde geldikleri noktada, Starbucks için buldukları hedef şuydu:
“İnsan ruhunu beslemesi ve teşvik etmesiyle nam salmış, dünyanın en iyi bilinen ve en çok saygı duyulan organizasyonlarından biri olmak.”
İşte bu, yönetici ağzıdır.
Olabildiğine soyut, çok şey söylüyor gibi görünüp hiçbir şey söylemeyen, şirket çalışanlarının ne yapması gerektiğine dair herhangi bir yönlendirme barındırmayan, bomboş bir laf salatası…
Peki Starbucks’ın kurucusu Schultz, kötü gidişatı toparlamak için sonradan şirkete döndüğünde ne yapmış?