Biri mühendis, biri psikolog biri de ilahiyatçı 3 arkadaş ormanda kaybolmuş. Buz gibi havada saatler boyunca yürümüşler. Ormanın derinliklerinde, muhteşem bir manzaraya bakan, bacasından da duman tüten bir kulübe çıkmış karşılarına. Kapısı da açıkmış.
Açlık, susuzluk ve soğuk da bastırdığı için, pek de düşünmeden içeri girmişler.
İçeride tuhaf bir manzarayla karşılaşmışlar.
Kulübede yanan soba, neredeyse tavandaymış. Kirişlere bir sürü telle bağlanmış ve havada duruyormuş. Kısa bir boruyla da tavandaki delikten bacaya bağlanıyormuş.
Oturup ısınırlarken mühendis sobaya bakmış ve kulübenin sahibi termodinamikten anlıyor, demiş. Isıyı eşit dağıtmak için tavana asmış…
Psikolog, zannetmiyorum, demiş. Bence adam yalnız ve korkmuş. Baksana koca ormanda tek başına. Ana rahmindeki sıcaklığı ve güvenliği özlediği için sobayı yukarı asmıştır, altında uyuyordur.
İlahiyatçı ikisini de dikkatle dinledikten sonra, ikiniz de yanılıyorsunuz, demiş. İnsanoğlu yüzyıllardır ateşe taptı. Bence adam sobayı dini bir ritüel için kullanıyor.
O anda kapı açılmış ve içeri kulübenin sahibi girmiş. Kısa bir tanışmadan sonra, 3 arkadaş, hemen sobanın neden yukarıda olduğunu sormuşlar.
Kulübenin sahibi yanıtlamış:
Daha fazlasını oku
