Çok temel bir yanılgı var.
Gayrinizami pazarlama deyince, bazılarının aklına gelen şu:
"Biz her şeyiyle normal, girdiğimiz kategorideki diğer işletmelere tıpa tıp benzeyen bir işletme kuralım. Her şeyi onların yaptığı gibi yapalım.
Mesela, rakiplerin ürünlerine çok benzeyen ürünler üretelim. Bunu da tıpkı rakiplerin ürettiği şekilde üretelim. Sonra onu yine tıpkı rakiplerin dağıttığı gibi dağıtalım. Fiyatı da üç aşağı beş yukarı rakiplerinki gibi olsun.
Sonra da pazarlama departmanı biraz yaramazlık yapsın, sosyal medyada biraz trollük yapsın, biraz espri, biraz kışkırtma…
İşte böylece, gayrinizami pazarlama olsun."
Hayır. Bu, gayrinizami pazarlama değil.
Bu bahsettiğiniz, sosyal medya zevzekliği. Karıştırmayalım.
İşin ve işletmenin temelinde hiçbir farklılık yaratmayıp zıpır reklam numaralarının sizi kurtarmasını beklemek, gayrinizami pazarlama değil.
O işin öyle olmadığını da, bana en çok gösterilen örneklerden biriyle açıklayalım.
Ryanair
Ryanair, İrlandalı bir havayolu şirketi ve sosyal medyada gerçekten müthiş iş çıkarıyorlar. Rahatlar, acımasızlar, zekiler… Sosyal medyayı harika kullanıyorlar.
Bunu görenler de heves ediyor, sosyal medyayı Ryanair gibi kullanmak istiyorlar. Çünkü Ryanair’in başarısındaki kerametin, sosyal medyayı kullanma şekli olduğunu düşünüyorlar.
Öyle mi? Tabii ki değil.
Sosyal medya işin sosu. (Zaten daha 10-15 senelik iş.)
Ryanair’i Ryanair yapan, işin temelini, havayolu işini farklı yapmaları.
Ryanair, Southwest’in çocuğu
Ryanair 1984’te Tony Ryan tarafından kuruluyor. (Evet, havayolu kurup kendi ismini vermiş.)
Sonra işler sarpa sarıyor, şirket batmak üzereyken yönetime Michael O’Leary geliyor. O’Leary, Amerika’ya gidip Southwest Airlines’ı inceliyor.