Postanın gücü📪
Pazarlama tarihinde bir devrim ve nelerin değiştiğinden ziyade nelerin aynı kaldığını görmenin faydası
Sadece konumlandırmanın değil, pazarlamayla ilgili atılan her adımın cevap vermesi gereken tek soru
Marka konumlandırmanın cevap vermeye çalıştığı tek bir soru var.
Aslında sadece konumlandırmanın değil, pazarlamayla ilgili atılan her adımın cevap vermesi gereken tek soru var. O soru da, vatandaşın sorduğu şu soru:
Neden rakiplerinden birini değil de, senin markanı satın alayım?
Pazarlama guruları, danışmanlar ve kaşar pazarlamacılar işi ne kadar karmaşık gösterseler de, pazarlamanın görevi aslında bu kadar basit: Vatandaşın, neden rakiplerinden birini değil de, senin markanı satın alayım, sorusuna ikna edici bir cevap vermek.
Etrafımızda her ihtiyacımız için onlarca alternatif marka var. Tuvalet kağıdı için bile 4-5 marka arasından karar vermek durumundayız. Hayatımıza basitçe devam etmek için yüzlerce marka alternatifi arasında sürekli karar vermemiz gerekiyor.
Bir yandan da sürekli mesaj bombardımanı altındayız. Bazı araştırmalar, her gün telefonda ortalama 9 metre sosyal medya içeriği kaydırdığımızı söylüyor. Bunların içinden sürekli reklam fışkırıyor. Televizyondaki, radyodaki ve sokaklardaki reklamları saymadım bile…
Şu ortamda, bir marka için her ne yapıyorsanız yapın, aklınızdan çıkarmamanız gereken tek soru, vatandaşı bu sorusu olmalı: Neden rakiplerinden birini değil de, senin markanı satın alayım?
Bu soruya ikna edici ve basit bir cevabınız yoksa, ürün, hizmet, logo, kimlik, reklam, içerik, video, deneyim, hikaye, hepsi hikaye…
Tüm bu pazarlama eylemlerini tek yumruk haline getirebilecek ikna edici, mantıklı ve basit bir argümana ihtiyacınız var.
Neden rakiplerinden birini değil de, senin markanı satın alayım?
Vatandaş bu sorunun cevabını ister.
Yeni yazılar düzenli olarak e-posta adresinize gelsin.