🎖️Kaybettiğin ruhu geri alamazsın

Bir kahve markası, Cat Stevens ve Eric Clapton

🎖️Kaybettiğin ruhu geri alamazsın
Photo by Krzysztof Hepner / Unsplash

Bir kahve markası hayal edin. 

Organik olduğunu iddia ediyor. Çiftçileri koruduğunu, sürdürülebilir tarımı desteklediğini, kahve yetiştiren bölgelerde toplumsal gelişim fonları oluşturduğunu söylüyor.

Birinci sınıf çekirdekler, pürüzsüzlük, lezzet, hayal edebileceğimizden daha yumuşak içim, mutluluk, vesaire vesaire vesaire.

Bugün markalamayla uzaktan yakından ilgisi olmayan herhangi bir kahve meraklısının, kendi kahve markasını ya da mekanını anlatırken arka arkaya dizeceği tüm klişeleri sıralamış bir kahve markası…

Klişe üzerine klişe. Farklılaştırıcı hiçbir unsur yok. Bunları söyleyen onlarca kahve markası daha var.

Ama bu anlattığım kahve markasının farklı bir özelliği var. 

Bu marka, bu noktaya sonradan gelmiş, bu klişelere sonradan kapılmış.

Bir rock yıldızıyken, fırtınalı hayatını bırakıp İslamiyet’i seçerek huzur bulmaya çalışan Cat Stevens gibi, bu marka da fırtınalı bir başlangıcın ardından niyeyse bu klişelere dönmüş. Dalgalanmış da durulmuş. (70'lerde dünya çapında popüler olan Cat Stevens, şöhretinin zirvesinde, 1977'de İslamiyet'i seçip hayat tarzını tümüyle değiştirdi. Hatta ismini bile Yusuf İslam olarak değiştirdi.)

Kahve markamızın adı da, Death Wish Coffee. 

Bu marka Cat Stevens gibi ismine kadar değiştirmemiş. O gün de adı Death Wish'miş bugün de Death Wish.

Death Wish 2012’de “dünyanın en sert kahvesi” olarak piyasaya çıkmış.

İsmin anlamı zaten ölüm arzusu. Ambalajda da dev bir kuru kafa ve kemikler varmış. Simsiyah bir ambalaj.

Web sitelerinde, ortalama bir fincan Starbucks kahvesinde 160 mg kafein olduğunu, Death Wish’de ise, 520 mg kafein olduğunu söylemişler. 

Ki günde 500 mg'dan fazla kafein, aşırı doz sayılıyormuş ve huzursuzluk, uykusuzluk, hızlı kalp atışı ve kas titremelerine yol açabiliyormuş.

Bir de para iade garantisi vermişler. Kahveden ve kafeininden memnun kalmazsanız, paranız iade.

Gayrinizami markalamayı anlatırken hep bahsettiğim gibi, aşırıya kaçmışlar, uçlara gitmişler. Bunun sonucunda şöhret de hızla gelmiş. The Telegraph’tan Huffington Post’a birçok yayında haber olmuşlar. (Ben de bu bilgileri oralardan topladım.)

Kahveyi sevenler olmuş, sevmeyenler olmuş, aşık olanlar, nefret edenler, kafein oranının söylendiği kadar yüksek olmadığını iddia edenler olmuş. Test edenler, video çekenler derken, almış yürümüş.

NASA’yla işbirliği yapıp Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki astronotlara kahve gönderecek noktaya gelmişler.

Yani nefis bir gayrinizami markalama hikayesi…

Sonra bir gün… Cat Stevens gibi...

Makalenin tamamını okuyun

Kaydol Bu sitede ücretsiz ve ücretli makaleler var. sadece aboneler.

Abone ol
Zaten bir hesabınız var mı? Oturum aç

Harika! Başarıyla kaydoldunuz.

Tekrar hoş geldiniz! Başarıyla oturum açtınız.

Engin Tezcan'a başarıyla abone oldunuz.

Başarılı! Giriş yapmak için sihirli bağlantıyı e-postanızda kontrol edin.

Başarılı! Fatura bilgileriniz güncellendi.

Faturanız güncellenmedi.