Bazen tıkanırız. Yeni fikirlere ve taze bakış açılarına ihtiyacımız olur ama bulamayız. Tam olarak nerede arayacağımızı da bilemeyiz.
Mutlaka hepimiz, bilgisayarın başına geçip yaptığımız işin benzerini yapan markaların web sitelerinde gezinmişizdir. YouTube’da videolarını izler, sosyal medya hesaplarını kurcalar, ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar inceleriz. Almanya’da bizimle aynı işi yapan marka şunu yapmış, Amerika’daki o kadın da bunu yapmış, kendi yaptıklarımızla kıyaslarız.
Normal. Rutin olarak yaptığımız bu araştırma ve gözetleme, kendi sektörümüz hakkında bize uluslararası bir kavrayış kazandırır. Yeni fikirler üretmemizi de sağlar. Bazen direkt kopyalarız bazen de gördüğümüz bir uygulamadan yola çıkarak kendi özgün çözümümüzü üretiriz. İş dünyası böyle ilerler.
Ama bu gözetleme sıçramaya neden olmaz.
Sıçramadan kastım şu: Olağan dışı, dengeleri değiştirecek, bulunduğumuz kategoride devrim yaratacak bir fikir ya da uygulama.
Sıçrama yaratacak fikri ya da uygulamayı bu şekilde bulamayız.
Tüm dünyada aynı işi yapan meslek grupları, aynı kategorideki markalar, benzer markaların başındaki yöneticiler, bir ağın içinde birbirlerini gözetler, birbirlerinden haberdar olurlar. Bu da küçük küçük, adım adım gelişime sebep olur. Yeni bir uygulama tüm dünyaya yavaş yavaş dalga dalga yayılır.
Sektör gelişir. Ama bu kimsenin fark yaratmasına sebep olmaz.
Sıçramaya sebep olacak ilhamın kaynağı, bu ağ değildir. O ilham başka bir yol izler: