Hedefler çok tatlıdır.
%30 büyüyeceğiz, pazar lideri olacağız, müşteri memnuniyetinde bir numara olacağız, uçacağız, kaçacağız…
Her yılbaşında, yönetimin bir araya geldiği her oturumda, yönetim değiştiğinde, her strateji toplantısında, patron gaza geldiğinde... Hep aynı tantana olur: Hedefler belirlenir ve sunumlar hazırlanır. Herkes heyecanlanır.
Sonra?
Tısss. Hiçbir şey.
Aşure
İşletme büyük de olsa küçük de, olan biten hemen hemen aynıdır.
Pazarlama markadan bahseder, satış düşük fiyat ister, finans kârlılık anlatır, İK çalışan mutluluğuna takmıştır.
Sonuç?
Ortaya mis gibi bir aşure çıkar. Hedef aşuresi. Hem büyüyelim hem kâr edelim. Hem yenilikçi olalım hem risk almayalım. Hem global olalım hem yerelde güçlenelim.
Hem pekmezim dökülmesin hem tatsız olaylar yaşanmasın.
Olur mu? Olmaz.
Her yöne aynı anda koşmaya çalışan bir işletme, bir marka ya da bir kişi, hiç fark etmez, hiçbir yere varamaz.
Çünkü enerji dağılır. Çünkü kaynaklar dağılır.
Ve işin kötüsü, o hedef aşuresi çok güzel göründüğü, çok güzel koktuğu ve çok lezzetli olduğu için, herkesi cezbeder, kimseyi rahatsız etmez. Kağıt üzerinde, Power Point’te, ekranda çok şık görünür.
Mesela şöyle bir liste: