Pazarlamanın zekayla ve yaratıcılıkla ilgili olduğuna dair bir inanç var. Külliyen yanlış. Bu inancın sebebi de şu:
Çoğu yönetici, markalarıyla ilgili bir karar vermeleri gerektiğinde, alternatif fikirlerin kendisini nasıl etkilediğine bakıyor. Yani kriter şu oluyor: Beğendim ya da beğenmedim.
Bu kriteri etkileyen şey de, sürpriz. Yani bir yöneticiye “daha önce onun aklına gelmemiş” bir şey gösterirseniz, beğeniyor.
Bu sürpriz bir bakış açısı da olabilir bir kelime oyunu da…
Yeter ki minik bir yaratıcılık şovu, hafif bir zeka gösterisi olsun.
Reklam ajanslarından danışmanlık şirketlerine bütün bir sektör bu anlamsız manipülasyon üzerinde dönüyor. Alan memnun satan memnun.
Ama markalama zeka gösterileriyle ilgili değildir. Ayırıcı bir özelliği, bir farklılığı tutarlı bir şekilde sürekli iletmekle ilgilidir.
Basit bir örnek: