Ürünle ya da hizmetle ilgili her şeyi doğru yaptığınızı ama hak ettiğiniz sonuca bir türlü ulaşamadığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Böyle düşünen birçok girişimciyle karşılaştım, çalıştım.
Sorunu ve çözümü üründe, hizmette, fiyatta, dağıtımda, teknolojide, ambalajda, kısacası, dışarıda arıyorlardı.
Ama çoğunda sorun dışarıda değil, içerideydi. Kendi içlerinde…
Onların neye takıldıklarını derledim. 5 olası engel...
Siz de bunları inceleyip hangi noktada takıldığınızı keşfedebilirsiniz.
Özel bir sıralamayla yazmadım.
İlk üçünü geçen hafta gönderdim. Aşağıdaki dördüncü.
4 - Harekete geçmekte ağır kalıyor olabilirsiniz
Her şey dört dörtlük olana kadar harekete geçmiyor olabilirsiniz.
Tüm olasılıkları hesap etmeye çalışıyor, yolu açık seçik görmek istiyor, kendinizi garantide hissedene kadar plan yapmak istiyor olabilirsiniz.
Belki mantıklı. Ama tehlikeli.
Akıllı köprü ararken deli suyu geçermiş, derler. Hızla harekete geçmek gerek. Çok önemli.
Çünkü hareket bir kere başlayınca ivmelenme de başlıyor. Eylem bir şekilde devam ediyor. Ağır da olsa, küçük adımlar da olsa, başlamak gerek.
Ben yolun devamı hakkında herhangi bir fikrim olmamasına rağmen, bir şekilde başlamanın ve harekete geçmenin faydasını gördüm, görüyorum. Hatta sizinle bu konu hakkında küçük bir sırrımı da paylaşabilirim.
Okuduğunuz bu yazıları yazma amacıyla bilgisayarın başına her oturduğumda, sizce ne yazacağımı biliyor muyum?
Hayır. Keşke bilsem.
Bazen gerçekten sıfır, tamamen fikirsiz oturuyorum. O klişe var ya hani, beyaz sayfa bana bakıyor, ben beyaz sayfaya... İmleç yanıp sönüyor.
Fikir bulmak için masadan kalkarsam, o yazı diğer güne sarkıyor.
Ama tek bir cümle yazarsam… Tek cümle...
Bir cümle, bir cümle daha derken, yazıyı bitirip kalkıyorum.
Bilgisayarın başına geçmek için, ne yazacağımı %100 tasarlayıp bitirdiğim anı beklemeye kalksaydım, muhtemelen bu satırları okuyor olmazdınız. Çünkü beni tanıyor olmazdınız, bu bültene abone de olmazdınız.
Ne demiş atalarımız, hareket bereket.
Ünlü pazarlama gurusu Mike Tyson ne demiş, just do it.
Yani?
Bekleme yapma ticari, devam et.
İki duyuru📢
Online seminerlere kayıtlar devam ediyor.
Hikayenizi anlatın
Yukarıdaki yazıya istinaden, dün sabah aklıma gelen bir fikri çok da düşünmeden öğleden sonra Twitter'dan duyurdum.
Sizin markalarınızı yazdığım ve sizden gelen hikayeleri anlattığım yeni bir bülten hayal ediyorum.
Sizden gelen hikayelerle, sizin markalarınızın hikayeleriyle…
Daha öyle uzun uzun da düşünmedim konsepti.
Markanızın çapı önemli değil. Büyük ya da küçük…
Sektör önemli değil, hepsi olabilir. İster tekstil ister teknoloji…
Markanızın bilmem kaç yıllık olması ya da yeni olması da fark etmez.
Tek şartım, markanın aktif olması. Proje ya da hayal değil. Batmış da olmasın tabii:)
Derdim, ilham verecek marka hikayelerini derlemek ve anlatmak. Hem sizin markalarınızı duyurmuş oluruz hem de yeni başlayanlara ilham olur. Limited Post'ta yazıyordum geçen sene, biraz onun gibi...
Yani, yeni bir konseptle yeni bir bültende sizin markanızdan bahsedebilirim.
Hemen bir form hazırladım. Dün Twitter'da paylaştım. Birçok girişimci formu doldurmuş, hikayelerini anlatmış. Hemen reaksiyon geldi yani.
Aşağıya, bağlantıyı ekliyorum. Siz de oradaki formu doldurarak bana markanızı anlatabilirsiniz.
Sadece ne iş yaptığını değil, hikayesini de anlatın. İsterseniz başınızdan geçenleri, yaşadığınız zorlukları, amacınızı, vizyonunuzu anlatın.
Ben de konsepti toparlayıp yeni bir bültende “kendi üslubumla” anlatayım. Ekim’e yetişiriz sanki. Güzel olur gibi.
Not:
Bana söylemek istediğiniz bir şey olursa, övgü, yergi, şikayet ya da öneri, bu e-postayı yanıtlayabilirsiniz. Tüm yanıtları okuyorum.
Engin