Michael J. Cullen, 1900’lerin başlarında ABD’de çeşitli perakende mağazalarında çalıştı. Atlantic & Pacific Co isimli mağazada görevi, tezgâhtarlıktı.
O yıllarda bakkallar ve marketler bugünkü gibi değildi. İçeri girip istediklerinizi seçerek almıyordunuz.
Tezgâhtarların görevi bugünkünden daha kapsamlıydı. Müşterinin talep ettiği ürünleri müşteriye getiriyorlardı. Yani içeri giriyorsunuz, tezgâhtara ekmek, süt ve yumurta istediğinizi söylüyorsunuz, tezgâhtar da onları sizin için getiriyor. Alışveriş böyleydi.
Cullen işe tezgâhtar olarak başladı. Yıllar içinde satış müdürlüğüne kadar yükseldi. Bir fikri vardı. Büyük bir fikir.
Şirket yönetimine bir mektup yazıp fikrini anlattı. Ama cevap veren olmadı. Yönetim Cullen’in fikrini umursamamıştı.
Cullen de 1930’da işi bıraktı, tası tarağı toplayıp Long Island’a taşındı. Fikrini hayata geçirmek için Queens’te boş bir garaj kiraladı.
Daha fazlasını oku
Markaların kaderini belirleyen süre: 6 dakika 42 saniye 📌
Her yıl piyasaya sürülen 30.000 yeni ürünün %95’i neden çakılıyor? Yeni bir markanın yükselmesini sağlayan ne?
Güçlü markalar yaratmak için fırsatlar: Ayrışma📌
Bazı güçlü markalara baktığımızda, birbirini tekrar eden bir model görürüz. Bu örüntüyü anlamalıyız.
