MÖ 475 ile MÖ 221 arası Çin’in Savaşan Devletler Dönemi olarak adlandırılıyor.
Bu dönemde yaşayan Pang Cong, Çin’de Wei kralının danışmanlarından biriymiş.
Bir gün kralı sarayın balkonuna çıkarmış, meydandaki kalabalığı göstermiş ve sormuş:
Eğer biri, şehirde bir kaplan olduğunu söylerse, ona inanır mısınız?
Kral kalabalığa bakarak, hayır, demiş.
Peki, iki kişi söylerse?
Kral, şüpheleneceğini söylemiş.
Peki ya üç kişi söylerse?
O zaman doğru olmalı, demiş kral.
Pang Cong, kendi hakkında çıkan dedikoduların yalan olduğuna ikna etmek için krala bu örneği vermiş. Birçok kişinin bir konu hakkında aynı şeyi söylemesinin, söylenen şeyin doğru olduğu hakkında bir kanıt olmadığını vurgulamaya çalışıyormuş.
Ama yine de, hakkında çıkan dedikodular yüzünden kralın gözünden düşmüş.
Bu durum yayıncılıkta da “yayımlama yanlılığı” olarak biliniyor.
Gazeteciler bir haber yazacakları zaman, konu hakkında yazılmış eski haberlere bakıyorlar. Bulduklarını da doğru kabul edip kendi haberlerinde referans olarak kullanıyorlar. Yeni haberlerde de o bilgi kullanılıyor.
Böylece yanlış bir bilgi bir sefer dolaşıma girdiği anda o bilgi “gerçek” hale geliyor.
Bugünün medya manipülasyonları bu matematik üzerinden yürütülüyor.
İşimiz medya manipülasyonu değil. Ama markamız için iletişim yapıyoruz ve bu matematiği iki açıdan hesaba katmalıyız. Biri tehdit, biri fırsat.
Daha fazlasını oku
