McDonald's dünyanın binlerce farklı noktasında her hamburgeri aynı tadda yapabiliyor.
IKEA gayet iyi tasarlanmış mobilyaları çok ucuz fiyatlara satabiliyor.
Apple çoğu rakibinden üç kat pahalıya telefon satabiliyor.
Tüm bu dev markalara bakıp “adamlar marka abi” diyerek geçiştirmek kolay. "Bunların hepsi pazarlama şişirmesi" diyerek küçümsemek de kolay.
Ama eğer güçlü bir marka yaratmak istiyorsak, bu markaların nasıl bu markalar haline geldiğine bakmamız gerek. Arkada tıkır tıkır çalışan makineyi incelemeliyiz.
İşin sırrı sadece pazarlama değil. Pazarlama, o makinenin iyi işleyen parçalarından biri.
O makinedeki kimi küçük kimi büyük faaliyetlerin tamamına, değer zinciri diyoruz.
Yine Porter’ın ortaya attığı Değer Zinciri modeli, işi X-ray’den geçirir, MR’ını çeker. Her faaliyeti, her hareketi, her kararı görünür kılar. Ve şunu gösterir: