🎖️Görmeden inanmak
Sıradan markalar yaratanlarla gayrinizami markalar yaratanlar arasındaki fark
Sıradan markalar yaratanlarla gayrinizami markalar yaratanlar arasında net bir fark var.
Bazılarının bir fikre inanmaları için önce görmeleri gerekiyor. Görmeden inanmıyorlar.
Önlerine bir fikir geldiğinde, o fikre inanmaları için, o fikrin çalışıp çalışmayacağını görmek istiyorlar. İnanmaları için onlara çeşitli kanıtlar sunmanız gerekiyor: Pazarda yeri olan tutmuş bir marka, bir araştırma sonucu, bir trend raporu, Google Trends’ten kıytırık bir arama verisi ya da Meta algoritmasının keyfine kalmış bir A/B testi…
Onlar öyle ya da böyle, önce görmek istiyor. Görsünler ki inansınlar.
Bu bakış açısıyla yaratılan markalar var mı, var.
Pazarda tutan bir fikri çok da fazla kurcalamadan eli yüzü düzgün bir şekilde kopyalayıp markalayıp hayatınıza devam edersiniz. Akmaz kokmaz bulaşmaz. Satar mı? Daha ucuz olursa satar da.
Sıradan markaları yaratanlar derken kast ettiğim işte bu grup: Görmeden inanmayanlar.
Bir de diğer grup var.
Onlar görmeden inanabiliyorlar. Onların inanmaları için görmelerine gerek yok. Onlar kanıta ihtiyaç duymuyor. Onlar inanıyor ve fikirlerinin peşinden gidiyorlar.
Pazarda böyle bir marka var mı, diye bakmıyorlar, kanıt aramıyorlar, bir şekilde inanıyorlar.
İşte böyle düşünenler, gayrinizami markalar yaratabiliyor.
Mesela Gabi Lewis ve Greg Sewitz, Amerikalı iki girişimci, kahvaltılık gevrek işine girmek istemişler.