📮Subliminal tokat
Pazarlama dünyasında herhangi bir akım görüyorsanız, herkesin hızla peşinden koştuğu bir şey, sakin olun. Geç kalırım telaşına kapılmayın, bir oturun
Ürününüz, hizmetiniz ya da markanız için bir “yenilik” arıyor ama bulamıyorsanız, şu açıdan bakmayı deneyin.
Bugün imrenerek baktığımız markaların çoğu, aslında sıfırdan yeni bir şey yaratmadılar. Çaldılar, uyarladılar, geliştirdiler, havalı hale getirdiler. Yaratıcılık zaten böyle bir şey.
Şu dünyanın en değerli markasının temelinde bile ufak bir aşırma hikayesi var.
Steve Jobs, Apple’ın ve bilgisayar dünyasının kaderini değiştiren grafik arayüzünü, yani bilgisayarları siyah ekrandaki komutlarla değil, basit ikonlarla ve fareyle kullanma fikrini, ilk defa Xerox’un araştırma merkezinde gördü. Xerox ne bulduğunun farkında değildi. O işin ekmeğini Jobs ve Apple yedi.
Zuckerberg aslında MySpace’in fazlalıklarını attı. Facebook ortaya çıktı.
Zara modayı da icat etmedi perakendeyi de… Sadece mağazalara gelen yeni koleksiyon döngüsünü değiştirdi. Aşırı hızlandırdı.
Elektrikli otomobili Tesla icat etmedi. Ama elektrikli otomobili havalı hale getirdi.
ABD’den belki de milyonlarca kişi İtalya’ya tatile gidip geldi. Ama biri, İtalya’daki “cafe” kültürünü aldı, ABD’ye taşıdı. Kahveyi icat etmedi. Cafe kültürünü de icat etmedi. Bir kültürdeki ortamı, başka bir kültüre adapte etti. Howard Schultz, Starbucks’ı böyle yarattı.
Yaratıcılık sıfırdan bir şey yaratmakla değil, ilgisiz gibi görünen şeyler arasında anlamlı bağlantılar kurabilmekle ilgili.
Benzer yaratıcı yaklaşımlar için bazı yöntemler de var. Mesela Philip Kotler, 4 tanesini şöyle anlatıyor:
Yeni yazılar düzenli olarak e-posta adresinize gelsin.