Bir şehir efsanesi: Apple reklamları

Apple reklamları anlatıldığı gibi mi? Yoksa dikkat etmediğimiz ortak bir özellikleri mi var?

Bir şehir efsanesi: Apple reklamları
Photo by Zhiyue / Unsplash

Nedendir bilinmez, markaların reklamlarında tüketiciyle duygusal bağ kurması gerektiği söylenir durur.

Bu görüş, reklamda tüketiciye yalnızca mantıksal fayda anlatılmaması gerektiğini savunur. Sadece ürün özelliklerini anlatan reklamların çalışmadığını, eksik olduğunu, eski moda olduğu iddia eder.

Reklamın aslında, duygulara hitap etmesi gerektiğini söyler. Çünkü iddiaya göre, bir marka tüketicide “bir his” uyandırmalıdır.

Ve döner dolaşır, Apple örneğine gelir.

Neymiş?

Apple aslında ürün satmıyormuş, bir hayat tarzı, bir statü, bir kimlik satıyormuş.

Apple ürünlerini değil, ürünlerinin bize neler hissettirdiğini anlatıyormuş.

Falan filan.

***

Apple bir marka olarak bunları hissettiriyor olabilir. Doğrudur.

Peki Apple, bunu reklamlarıyla mı yapıyor? Emin miyiz? Reklamlarında gerçekten bunlardan mı bahsediyor? Bakalım mı tek tek?

Yazının tamamını okumak için

Abone olun. Bu sitede hem ücretsiz abone olanlara hem de aylık ücret ödeyen pro-abonelere özel makaleler var. Bu yazıyı okuyabilmek için, ücretsiz abone olman yeterli..

Abone ol
Zaten bir hesabınız var mı? Oturum aç

Harika! Başarıyla kaydoldunuz.

Tekrar hoş geldiniz! Başarıyla oturum açtınız.

Engin Tezcan'a başarıyla abone oldunuz.

Başarılı! Giriş yapmak için sihirli bağlantıyı e-postanızda kontrol edin.

Başarılı! Fatura bilgileriniz güncellendi.

Faturanız güncellenmedi.