Bariz olanın peşinde 📌 (1/4)

İhtiyacımız olan, şeytanın aklına gelmeyecek zekice çözümler olmayabilir.

Bariz olanın peşinde 📌 (1/4)
Photo by Kevin Woblick / Unsplash

1.

Amerikalılar Noel’de birbirlerine hediye almayı sever ve Amazon Noel döneminde milyonlarca hediye siparişi alır. Türkiye’de de artık var olan Prime garantisiyle de siparişleri 2 gün içinde teslim eder.

2014’ün Aralık ayında Noel yaklaşırken, Amazon’un merkez ofisinde gergin bir bekleyiş vardı. Çünkü Amazon doğduğu şehirde, yani kendi evi Seattle’da, teslimatları Noel’e yetiştirememe tehlikesi yaşıyordu.

Amazon’un eski bir çalışanının söylediğine göre, müşteri memnuniyetine takıntılı olan Jeff Bezos için olası en kötü senaryolardan biri buydu.

Amazon yetkilileri, paketleri yetiştirmek üzere destek almak için önce UPS’in kapısını çaldı. Ama Noel dönemi olduğu için UPS de yoğundu ve Amazon için fazladan uçak ve personel kullanmaya yanaşmadı. FedEx’ten de istediği cevabı alamayan Amazon, ciddi bir krizle karşı karşıya kaldı.

Koskoca Amazon, uzak bir kıtada ya da ücra bir kasabada değil, kendi evi Seattle’da müşterilerinin Noel siparişlerini zamanında teslim edemeyecekti.

2.

Karmaşık problemlerin karmaşık çözümler gerektirdiğine dair yaygın bir inanış var. Özellikle iş dünyasında, sorunlar karmaşıklaştıkça çözüm önerileri de karmaşıklaşıyor. Belki de insanlar, aldıkları paranın hakkını vermeleri gerektiğini düşündüklerinden, basitlikten kaçıyorlar.

Son dinlediğiniz sunumu hatırlayın. Kötü sunumlar hep bana denk geliyor olamaz, muhtemelen sizin de izlediğiniz son sunum uzun ve karmakarışık bir sunumdu ve sunum bittikten sonra aklınızda kayda değer bir şey kalmadı.

Ama niyeyse, bundan şikayetçi olan pek yok. İnsanlar, özellikle iş dünyasında insanlar, ne kadar zeki göründükleriyle ilgileniyorlar. Sunumu hazırlayan zeki görünmeye çalışıyor, sunumu dinleyen de zeki görünmeye çalışıyor. Sunan sunduğunu dinleyen dinlediğini anlamasa da, gizli bir ortaklık varmışcasına, kimse bundan bahsetmiyor.

Bu zeki olma ve zeki görünme çabası, problemler karşısında bulunan çözüm önerilerini de etkiliyor. Bir problemle karşılaştığımızda, herkes en zeki ve yaratıcı çözümü bulmaya çalışıyor. Şeytanın bile aklına gelmeyecek öyle bir fikir bulmalıyız ki, ne kadar zeki ve yaratıcı olduğumuz tescillensin.

Oysa ki çoğu zaman en iyi çözüm en basit ve en bariz olandır. Hele ki işimiz pazarlama ise, varsayılanın aksine, aradığımız şey özellikle basit ve bariz olandır.

Bir markayı farklılaştırıp zihinlere çakacak fikir genellikle şeytanın aklına gelmeyecek zekice bir bir fikir olmaz, çoğu zaman bariz bir fikirdir.

Bariz. Yani açık, göze çarpan ve belirgin.

Bugünün dev markalarının geçmişlerine baktığımızda, onların da şeytanın aklına gelmeyecek fırlama fikirlerle değil, gayet bariz fikirlerle başladıklarını görebilirsiniz.

Bir moda markasının perakende mağazalarındaki yeni ürün/model sirkülasyonunu hızlandırmanın, o markayı farklılaştıracağını öngörmek sır değildi. Zara yaptı, oldu.

Eğitim gerektirmeden herkesin kolayca kullanabileceği bir grafik tasarım programının hızlıca popüler olması da sürpriz değil. Bariz bir fikirdi, biri yapacaktı, Canva yaptı.

Airbnb, Netflix, Ikea, Domino’s, Getir, Yemeksepeti…

Hepsinin temelindeki fikirler aslında çok bariz fikirler değil mi?

1994’te, internetin ve internetten alışverişin yayılmaya başladığı dönemde, internetten kitap satmayı denemek çok da dahiyane bir fikir değildi. Her şey internetten alınıp satılmaya başlıyorsa, kitap da satılabilirdi. Bariz bir fikirdi. Bezos denedi, Amazon doğdu.

Ve o Amazon, 2014 Noel’ine yaklaşırken, kendi evi Seattle’da teslimatları zamanında teslim edememe riskiyle karşı karşıyaydı.

Amazon bu krizi nasıl çözdü? Sizce ne kadar “zeki ve yaratıcı” bir fikir buldular?

Harika! Başarıyla kaydoldunuz.

Tekrar hoş geldiniz! Başarıyla oturum açtınız.

Engin Tezcan'a başarıyla abone oldunuz.

Başarılı! Giriş yapmak için sihirli bağlantıyı e-postanızda kontrol edin.

Başarılı! Fatura bilgileriniz güncellendi.

Faturanız güncellenmedi.